26 Eylül 2014 Cuma

Anneliğin Montessori İle Sınavı..

Anne olmak eskiden kolaymış mir'im..Ne öyle aktivite saati vardı çocukların eskiden,ne rutini..Herkes evde ne pişirse ondan yerdi,nerdee öyle süslü püslü tabaklar,dur bebeme daha çok zaman ayırayım diye evin darmadağın olmasını umursamayan anneler..Yatıcaksın sözünün üstüne diklenmeler..

Biz o zamanlarda evden çok bahçede yaşardık mesela..annem bizi bahçeye bi salardı,zaruri ihtiyaçlar hariç sabah 10,akşam 9 mesai yapardık,tabi genellikle yazın :) Ki takılmazdıkda hiç,annem niye bizimle onu,bunu yapmıyo diye..O zaman annelerin yeri ev,çocukların yeri bahçe'ydi..

Ama şimdi öyle mi? Değil..Ne o bahçeli evler var artık,ne güvenilebilecek konu,komşu,akraba..Hem artık daha çok okuyan,araştıran anneler var.Çocuklarıyla zaman geçirmeyi önemseyen,yeri sadece ev olmayan anneler..



Ama bi yandanda yararlı olalım derken çocuğu aktiviteye boğup,öğrenmesine/keşfetmesine engel olan anneler,şartlar..

Mesela yaygın eğitim felsefelerinden biri olan Montessori'ye dair bir aktivite ele alalım..Kaptan kaba aktarmayı yapmayan anne-çocuk yok sanırım son zamanlarda,ki bizde dahiliz buna..Amaç çocuğun elle veya kaşık,cımbız vs ile önce büyük taneli nesne/bakliyatları bir kaptan diğerine aktarması..Basit,oldukça yapılabilir,ama çocuğun öğrenmesi için böyle bir aktivite'ye ihtiyacı yok..Çünkü bu becerinin ona öğretilmesi değil,deneyip keşfederek ve tamamen spontane olarak kendi kendine ortaya çıkması lazım..Tabi bu günümüzde ne kadar mümkün tartışılır..

İnsanlar şimdi akvaryumdan bozma fanuslarda,şartlar gereği bol korunaklı bir hayat yaşıyor ve işte bu hayatın getirisi bu oluyor..Yani esasında kendi kendine yapabileceği bir yaşam becerisini çocuğa binbir ihtimamla öğretmek,olmayınca dertlenmek..Çocuğun hata yapmasına izin vermeden,sürekli öğrenmesini ve öğrenmesini istemek..Ve herkese bakın ne kadarda ilgili/bilgili anneyim,bakın çocuğum neler başarıyor diyebilmek sanki amaç..

Yanlış anlaşılmasın burda kimseyi yermek yada laf sokmak değil amacım,ama hani bişey yapalım,faydalı olalım derken,bende dahil hepimiz çuvaldızı kendimize bi batırmalıyız..
Elbette anneler olarak çocuğumuzu eğitmek,bilgilendirmek görevimiz ve elbette ki bu eğitim felsefesinin büyük getirileri var ama keşke her çocuk deneyimleyerek öğrense herşeyi,anneler yanlarında arkadaş olsa sadece..

Mümkün mü?

Belki..

Çocuğumuzun kendi kendine öğrenip/keşfetmesi için gerekli olan bütün şartları yaratmaya bakalım kafi..Parktan,bahçeden,hayvanlardan ve en önemlisi hayattan uzak tutmayalım..Yani ben öyle yapmaya çalışıyorum..Çocuğumu illa her gün aktivite yapması gereken minik bir midilli olarak görmüyorum mesela,evde olduğumuz her zaman diliminde ona birşeyler öğretmeye çalışmıyorum,hayatı deneyimlemesini izliyorum,yavaş yavaş ama emin adımlarla..

Yoksa bitmez bu anneliğin Montessori ile sınavı..

Foto: Net'ten..Montessori felsefesinin kurucusu Maria Montessori



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Blog Template by BloggerCandy.com